28 Ağu 2008

ISPANAKLI YAŞ PASTA DİYETTEKİLER YİEBİLİR ÇÜNKÜ YEŞİL:-)))))



Malzemeler
- 3 yumurta
-1,5 su bardağı toz şeker
-1/2 su bardağı sıvıyağ
- 2 su bardağı un
-1 paket vanilya
-1 paket kabartma tozu
- 250 gr ıspanak
Krema için
- 7 yemek kaşığı un
- 2 çay bardağı toz şeker
- 1 limon kabuğu rendesi
- 1 lt süt
- 1 yumurta sarısı
- ayrıca 1 bardak süt ve 2 kaşık şeker


Ispanağın yeşil yaprakları ayıklanarak 1 su bardağı suda haşlanır ve püre haline getirilir.


Kek için yumurta ve şekerler köpük haline gelinceye kadar çırpılır,


sırasıyla yağ , ıspanak püresi eklenir tekrar çırpılır.


Un ,vanilya, kabartma tozu eklenerek tekrar fazla olmayacak şekilde çırpılır.


Yağlanmış kelepçeli kek kalıbına dökülerek 175 derecede yaklaşık 40 dakika pişirilir. Ilımaya bırakılır.


Krema için un, şeker ve süt ve yumurta sarısı karıştırılarak pişirilir. En son limon kabuğu rendesi eklenir.


Kekin kenarı ince bir şerit halinde kesilerek rondoda un haline getirilir.


Kek 2 ye ayrılır. 1 bardak ılık sütte 2 kaşık şeker eritilerek yarısı ile kek ıslatılır.

Kremanın yarısı kekin üzerine yayılır.


2. kat sütle ıslatılarak diğerinin üzerine konulur ve kalan krema ile üzeri iyice kapatılır.

Rondoda çekilen kek parçaları pastanın üzerine serpilir. Kenarları da damla çikolata ile süslenir

PROFİTEROL

MALZEMELER:
(pötüşör hamuru) 1 su bardağı ılık su
100 gr margarin
8 yumurta
1 tatlı kaşığı toz şeker
1,5 su bardağından biraz fazla un

Krema:
2 su bardağı tozşeker
2,5 su bardağı un
1 kilo süt

Sos:
200 gr bitter çikolata
200 gr sütlü çikolata
2 çorba kaşığı kakao
1 kilo süt

Yapılışı:
1 su bardağı ılık su ile 100 gr margarin kaynatılır.Üzerine un ve tozşeker konulup karıştırılır, kıvama gelene dek. Soğuyan hamura yumurtalar yavaş yavaş konulup mikser veya kaşık yardımıyla çırpılır. İstenile kıvama gelince hamur torbasına konulur tepsiye sıkılır.130 derecede pişirilir.Bu arada krema hazırlanır.tencereye un, şeker süt konulup pişirmeye buırakılır. soğuyan krema, fırında pişip soğuyan profiterol hamurlarının içine sıkılır.Sos için de bütün malzemeler tencereye konulup kaynatılır. profitertollerin üzerine sıcakken dökülür .Afiyet olsun:))))

:((((((( resim çekmediğim için profiterol resmi http://hünerlibayanlar.blogcu.com/ adresinden alınmıştır

GÜLLAÇ DİYORKİ


Bayılıyom güllaça. O kadar çok bayılıyom ki,küçülüp içine atlamak istiyorum.Yumuşak yufkalar üzerinde yürümek, fındık kırıntılarınıavuçlamak, nar tanelerine tekme atmak istiyorum neşeyle.Ara sıra da eğilip, bi parça güllacı avuçlayıp ağzımaatmak ve yufkalardan taşan sütleri sıçrata sıçrata koşmakistiyorum. Çok seviyorum güllacı çook.
Ama içine gül suyu koydukları zaman, sanki yufka,süt, nar, fındık falan ölmüş de, mevlütünegitmiş gibi hissediyorum. Sıkılıyorum,sevmiyorum güllacı…

HOŞGELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN


RAMAZAN

Müjdeler olsun, Oniki ayın sultanı, nihayet geliyor, adı Ramazan
Bu ay çok mübarektir, bu ayda doğanlara, isim olarak koyarlar Ramazan Halamın torunun adıdır, seninle çok zaman görüşemedik, ey Ramazan Üç ayların sonuncusu, Eylül ayın biri, oruç tutacağımız aydır, Ramazan

Ramazan ayı gelince, evlerimiz hep dolar taşar rahmetle
İyi bir insan vefat edince, onu daima anarız rahmetle
Ramazan ayında, iş yerlerimizde bile, görürüz bereketle
Sofranın başında, Euzü Besmele çekerek, yeriz yiyecekleri bereketle

Şehri Ramazan, camilerin ve minarelerin süslendiği, mübarek bir aydır Bu ayda ibadetler ziyadesiyle yapılır, bugünleri ihya edenler, gerçek baydır
Ramazan orucu farzdır, tutmayanlar günaha girer, günahları durma kaydır
Ramazan ayının birinden itibaren, oruç başlar, O gün, ay hilal şeklinde yaydır

FİKRET GÜRSOY

RAMZAN MÜJDESİ

Ramazan'ın ilk günü ile birlikte nur ve feyiz dolu bir mevsimi yaşamaya başlarız. Kâinat şenlenir, dünya Cennetten süzülen nurânî bir hava ile dolup taşar..

Ulvi âlemlerin masum ve mübarek sakinleri öbek öbek mü'minlerin çevresini sarar. Rahmet ülkesinden müjdeler, kâinatın Rabbinden selâmlar ve mağfiret ümitleri getirir, Ramazan ayı...

Mukaddes kelâmın nazil oluşunun yıldönümünü mü'minlerle birlikte cinler, melekler; ağacı, çiçeği, böceği, kurdu, kuşu, denizi ve deryasıyla yaşlı dünyamız da kutlar.

Görünen ve görünmeyen âlemlerde tam manâsıyla bir bayram havası yaşanır.Bu ayın Cenâb-ı Hak katında müstesna bir yeri vardır. Yüce Rabbimiz kendisine muhatap olarak seçtiği kullarına sonsuz rahmetinin en geniş tecellilerini bu aya tahsis eder.

Başta Kur'ân-ı Kerim olmak üzere! Tevrat, Zebur ve İncil gibi diğer semavî kitapların da bu ayda indirilmiş olması, bu günlerin kıymet ve kudsiyetini artıran diğer bir husustur.

Mü'minlere İlâhî bir ihsan olarak bu günleri birer güzel fırsat bilerek değerlendirme, Rablerine olan kulluk derecelerini gösterme, Ona muhatap olabilme gayreti içine girerek tam bir ihlâs ve şuurla ibadet ve taate koşarlar.Bu gayretin neticesi elbette karşılıksız kalmayacaktır

. Oruç tutup, Ramazan ayını bir kulluk şuuru içinde geçirenler tatlı bir ânı yaşadıkları, huzura erdikleri gibi pekçok nimete de mazhar olurlar.

Ubâde bin Samit anlatıyor:Ramazan ayının başladığı bir günde Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyurdu:"İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah'ın rahmeti sizi kuşatır. O ay, yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyle ise kulluğunuzla kendinizi Allah'a sevdirin. Asıl bedbaht olan da, bu ayda Allah'ın rahmetinden nasibini alamayandır."(1)

Ramazan her yönüyle bir ibadet mevsimidir. Her mü'min namazı, orucu, iyilikleri hizmetleri ve duâsıyla bu rahmet ve bereketten nasibini almaya çalışır. Bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğu günahları için Allah'tan af diler. Rabbine niyazda bulunur.Cenâb-ı Hak da kulunun bu samimi dua ve niyazını karşılıksız bırakmaz, günahlarını affeder, rahmetine garkeder.

Ramazan ayının kudsiyet ve bereketini bildiren şu hadis-i şerifi birlikte okuyalım. Peygamber Efendimiz geniş anlamda bu hususu dikkatimize vermektedir.

Selmân-ı Fârisî (r.a.) anlatıyor:Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam Şaban ayının son günlerinde bize irad ettiği bir hutbede şöyle buyurdu:"Ey insanlar büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınızın üstüne düştü. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazı meşru kıldı. Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan, başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır.Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer.Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da Cennettir.Bu ay yardımlaşma ayıdır.Bu ay mü'minlerin rızkını arttıracak aydır.Bu ayda her kim oruçlu bir mü'mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden kurtulmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur.

"Ashâb-ı Kiramdan bazıları, "Ya Resulallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz" dediler.Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Allah bu sevabı bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü'mine iftar ettirene de verir" buyurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler:"Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur.Bu ayda kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse, Allah da onu affeder ve Cehennemden uzak tutar.Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasleti fazlasıyla bulundurmaya çalışınız. Bu dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı edersiniz, diğer ikisinden ise hiçbir zaman ayrı kalamazsınız.Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerin birisi, kelime-i şehadete devam etmeniz, diğeri de Allah'tan mağfiret dilemenizdir.Vazgeçemeyeceğiniz iki hasletin biri Allah'tan Cenneti istemek, diğeri de Cehennemden Allah'a sığınmaktır.Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.(2)

RAMAZAN AYI

Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:

(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]

(Ramazan ayı gelince, “Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]

(Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder.) [Taberani]

(Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemi]

(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]

(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.)

[Ebu Nuaym](Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.Mansur]

(Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.) [İ.Ebiddünya]

(İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]

(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.) [Taberani]

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki: Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi.

Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır.

Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.

Kur’an-ı kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi bu aydadır

Ramazan-ı şerifte iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir.

İbadet etmek de zaten bu demektir.Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.

Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin!

Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.

Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:(Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]

(Ramazan orucunu farz bilip, sevap bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]

(Ramazan orucunu tutup ölen mümin, Cennete girer.) [Deylemi](Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder.

Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]

(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]

(Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli de çok sevaptır.) [Deylemi]

(Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]

Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. (Tirmizi) Ama dini bir mazeret varsa oruç tutmamak günah olmaz.

RAMAZANLARIN VAZGEÇİLMEZİ GÜLLAÇ


için Malzemeler :
10-11 güllaç yufkası
2,5 lt süt
750 gr toz şeker
1 paket şekerli vanilin
Nar taneleri
Dövülmüş ceviz veya antep fıstığı


Güllaç yemeğinin Hazirlanişi :
1. Süt ve şekeri kaynatın. Vanilini ekleyip ılıtın. Bir güllaç yaprağını parlak kısmı yukarı gelecek şekilde tepsiye serin. Üzerine bir kepçe ılınmış sütten gezdirin. Diğer yaprağı bunun üzerine koyup tekrar süt gezdirin. Bu işlemi tüm yapraklar bitene kadar tekrarlayın. Kalan sütü en üstteki yaprağın üzerine dökün. (Süt fazla gelir diye merak etmeyin, yapraklar çok fazla süt çekiyor) tepsiyi buzdolabında 1,5 saat bekletin.2. Servisten önce üzerini nar taneleri ve dövülmüş ceviz (veya antepfıstığı) ile süsleyin.Not: Güllaç ince olsun isterseniz, daha geniş bir tepsi kullanın. Ayrıca yaprakların arasına nar veya ceviz koyarsanız güllacınız koyu renkli olacaktır
NOT: oktay usta tariflerinden:-)) rahatlıkla yapabilirsiniz

GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİ

Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara veriliyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu. Türk milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla, lideriyle kucaklaşan Anadolu, Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Amasya Genelgesi'nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Atatürk, 23 Nisan 1920'de TBMM'yi kurdu. Böy-lece hem memleketin yönetimi halkın iradesine verilmiş oluyordu. Hem de Kurtuluş Savaşı'nın merkezi Ankara oluyordu. TBMM meclisi yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. "Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü"nden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, Doğu'da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılar'a büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti. Saldırı üzerine Mustafa Kemal, or-dularına: "Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." emrini verdi. Türk askeri, büyük bir azim ve fedakârlıkla bu karara uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu. Sakarya Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal'e "gazi" unvanı ve "Mareşal" rütbesi verildi. Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı'ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı.1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar tamamlandı. Güneydeki Türk birlikle-ri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydmld". İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silâhlar satın alındı. Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal'in başkomutan-lığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos'ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis'te vardı.Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı. Büyük Tarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir'e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline "dur" diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zaferi her yıl, 30 Ağustos günü, bayram yaparak kutluyoruz.

PATATES TARLASI

Nebraska'da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi, fakat o da hapisteydi. Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşküliyetini izah etti.
Sevgili David, Patates bahçemi belleyemeyeceğimden, kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için hallederdin.Sevgiler Baban
Bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı. Babacığım, Allah askına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm.Sevgiler David
Ertesi gün sabaha karşı saat 04:00' de FBI ve yerel polis çıka geldi ve tüm sahayı kazdılar, lakin hiç bir cesede rastlamadılar. Yaslı adamdan özür dileyerek gittiler.
Ayni gün yaslı adam oğlundan bir mektup daha aldı.
Babacığım,Simdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım. Sevgiler David
BİR GÜÇLÜKLE KARŞILAŞTIĞINIZDA, KENDİNİZE BİR KAÇIŞ YOLU DEĞİL, BİR ÇIKIŞ YOLU ARAYIN.

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN


ÇOK ZARİF BİR ÖRNEK


26 Ağu 2008

kadınlar ne yapar



Adam akşamleyin iş çıkışı eve geldiğinde evin bahçesinin karmakarışık olduğunu görmüş.3 çocuk da bahçede çamurlar içinde oynuyormuş.Boş yemek kutuları ve içecekler etrafa saçılmış.Karısının arabası garaj kapısının önünde, bir kapısı açık ve yamuk halde parkeder durumdaymış.

Evin içine girdiğinde durum daha vahim şekle dönüşmüş.Girişteki halının bir kenarı kıvrılmış, havaya kalkmış ve abajur sehpanın üzerine devrilmiş.Salondaki televizyonun sesi sonuna kadar açık halde çizgi film kanalındaymış, televizyonun üzerine bırakılan yarısı içilmiş meyve suyu ha döküldü ha dökülecek vaziyetteymiş.

Oturma odasında yerler oyuncaklar ve çocuk elbiseleriyle kaplıymış.Mutfağa girdiğinde lavabonun sabah kahvaltısı bulaşıklarıyla dolu olduğunu görmüş.Ayrıca kırılmış bir bardağın parçaları masanın altında duruyormuş

Üst rafa yöneldiğinde merdivenlerdeki elbiseleri fark etmiş. Telaşla karısının başına kötü birşey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek hızla koşmaya başlamış.Misafir odasına girdiğinde karısını uzanmış halde kitap okurken bulmuş.Karısı kocasını görünce okuduğu kitaptan başını kaldırmış, hafifçe gülümsemiş ve gününün nasıl geçtiğini sormuş.


Adam cevaplamış:'Her zaman ki gibi! ' Ardından şaşkınlıkla sormuş:'


Ne oldu bugün böyle?'

Karısı tekrar gülümseyerek ' Sen hergün eve geldiğinde bütün gün ne yaptın ki demez miydin


'Evet'
'Güzel... Bugün her gün yaptıklarımı yapmadım.'

dünyalar tatlı yiğenimiz ARDOŞŞŞŞŞŞŞ


İNSAN BAKMAYA BİLE KIYMAIYOR.2 YAŞINDA TAM AFACANNNNNNN

bohça örneği

örnek çok zarif ve şık http://beyzaca.blogcu.com adresinden alıntıdır. yapacak olanlar şimdiden kolay gelsin.güzel ve özel mekanlarda kullanmanız dileğiyle

3 Ağu 2008

ZARİF BİR MUTFAK TAKIMI




Kendi mutfak takımı örneğim.web kameramla resim çekemediğim için aynı örneği.http://www.munev.blogcu.com adresinden aldım