30 Tem 2008

TRAMİSU


İçindekiler

3 yemek kaşığı
3 yemek kaşığı
1 adet
2 su bardağı
1 paket (200gr)
2 tatlı kaşığı
1 fincan sıcak

Hazırlanışı
1 fincan sıcak su ile kahve hazırlanır. (İstenirse 1-2 küp şeker konulabilir.)
Kekin tabanı servis tabağına konulup hazırlanan kahve ile ıslatılır.
Un, şeker, yumurta ve süt ocakta muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir.
Muhallebi ılınınca içine labne ilave edilip mikserle çırpılır.
Önceden ıslatımış kekin üzerine muhallebinin yarısı konulur.
Kekin üst kısmı da kahve ile ıslatılır ve muhallebi üzerine dökülüp düzeltilir.
Soğuduktan sonra servis yapılınncaya kadar dolaba kaldırılır.
Servis yapılmadan önce üzerine çay süzgeci ile kakao serpilir
NOT: Resim ve tarif http://www.devletşah.com/ dan alıntıdır.

İYİ Kİ DOĞDUN İYİKİ VARSIN

BUGÜN KIYMETLİMİN EŞİMİN DOĞUM GÜNÜ.DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN. NİCE MUTLU YILLARA CANIM.

EŞİME YAZMIŞ OLDUĞUM BİR ŞİİR

Minik böceğim girdi bugün 28ine
Umutla parladı gözleri bakarken hediyesine
Tarifi mümkün değil o bakış, bedeldi teşekkürlerin binlercesine
Layıktı sevilmeye adına şiirler yazılmaya her harfine her hecesine
Unutulur mu bugün hatırlanmaz mı severken böyle delicesine

Yaşam senin yanında anlam kazanır değer bulur
İnan bu kalp seni düşünmeden ne hayal kurar ne de uyur
Leyla kadar sevilirmi bilmem ama
Leyla nın Mecnunu sevdiği kadar seni sever durur
Adına yazarken şiirler, sonlarına kafiyeler vurur
Renk renk çiçekler gibi güller açar yüreğinde bu kalp seninle huzur bulur.
MİHRİBAN DİNÇER
sevgiliye sevgilerle

doğumgünü

Doğum günümde bana, ararmışsın hediye,
Sevince boyanayım, seni; bana getir de...
Çoğaltıp mutluluğu, tutuşup da el ele,
Sevince boyanayım, seni; bana getir de...

Ev, araba istemem, neymiş altın, pırlanta...
Çiçek bile olmasın, sakın ha! kucağında
Sevgini sun cömertçe, yürek sıcaklığında...
Sevince boyanayım seni; bana getir de...

Hangi değer karşılar merhaba diyişini? ...
Sakın sürpriz olmasın, haber ver gelişini
Kapıda karşılayıp,o sıcak gülüşünü
Sevince boyanayım, seni; bana getir de

Alıntıdır

PES DEDİRTECEK GERÇEK BİR HİKAYE

İNANILMAZ BİR OLAY TÜM HERKESİN OKUMASI LAZIM.
DİKKATLİ OLALIM)
Karşıdan karşıya geçmek isteyen yaşlı
bir teyze yoldan geçenlerden yardım ister,
kimsenin oralı olmadığı teyzeye
23 yaşında bir kızımız yardım eder,
karşıdan karşıya geçirirken kız aniden bayılır,

masum görünüşlü yaşlı teyze
bir taksi çevirir
kızı taksiye atar ve taksiciye:
-kızım yolda yürürken fenalaştı,hemen eve götürmem lazım der.


Taksiyi ATA2 sitelerine
yakın bir yerde durdurur,
taksiciden yardım alarak kızı arabadan indirir
komşularından yardım alacağını
söyleyerek taksiciye gitmesini söyler.


Taksici oradan uzaklaştıktan kısa bir süre sonra
arabanın içinde telefon çalmaya başlar
kendi telefonunun çalmadığını anlayan taksici
kısa bir aramadan sonra
arka koltuğun altına düşmüş olan telefonu bulur,
ısrarla çalan telefonu açar


telefonda bir erkek vardır:
-Bu telefon kızıma ait,eve gelmesi gerekiyordu ama hala gelmedi
siz kimsiniz diye sorar,
telefonu açan taksici kendini tanıtır
ve kızınızı annesiyle falanca adrese bıraktım der
baba hayır annesi yanımda
bulunduğun yeri söyle
beni kızımı bıraktığın adrese götüreceksin der ve polise haber verir,


polisler baba ve taksici kızı arar ama
ne o adreste öyle bir teyze vardır nede kız ortadadır.
Ertesi günü kız Çengelköy'de
MAXİ alışveriş merkezinin önündeki
bir çöp konteynerının içinde
ölü bulunur,tüm organları
alınmıştır,
otopsi raporuna göre kıza
iğne yapılmış ve bayılması sağlanmış,
aile feryat figan tüm çengelköy
ayağa kalkmış durumda.


Allah böyle bir yaşlının belasını versin kime güveneceğiz.
Yardım etme güdülerimizi de köreltiyorlar,
gerçekten yardıma ihtiyacı
olanada yardım edemeyeceğiz bunlar gibi soysuzlar yüzünden.
Allah ailesine sabır versin.
Lütfen daha dikkatli olalım,
gün geçtikçe
böyle olaylar çoğalmakta ve
biz neyin nerden geleceğini bilmez
halde şans eseri yaşıyoruz

BİR AŞK HİKAYESİ- KAYAHAN

Ne güzeldi değil mi yaşadıklarımız, ne güzeldi
Artık ne sen, ne de ben bulamayız o günleri
Bazen düşünüyorum da
Bende de yanlış şeyler vardı galiba diyorum
İkimiz de kıymetini bilemedik bir şeylerin
Hatırlar mısın akşam olur, mumlarımızı yakardık
Sen kokunu sürerdin, oda sen kokardı.
Olmadık şeylere güler, durup dururken ağlardık
Güzel havalarda sokaklara çıkardık
Bir de kar yağınca kartopu oynardık seninle
Sen iskambil kağıtlarından fal bakardın
İstediğin çıkmadığında kağıtları bir daha karadın
Çok kızardın sigara içtiğime
Ve içkime karışırdın, uzun uzun zararlarını anlatırdın bana
Ara sırA rejim yapardın
Tartı bir doğru tartsa bir yanlış tartardı
Yani onunla da anlaşamazdın
Komşunun çocukları vardı, bizim kızla oynarlardı.
Çocuk bahçesine giderdiniz, ben televizyonda maça bakardım,
Ara sıra arkadaşlar gelir, sohbet ederdik
Şurdan buradan konuşurduk işte
Benim askerlik hatıraların seni doğum hikayelerin bitmezdi
İlk tanıştığımız günü hatırlar, gülerdik
Sen bana üstümde ne vardı diye sorardın
Ben de her seferinde hatırlamazdım, şimdi hatırlıyorum.
Kırmızı bir kazak , siyah bir etek, siyah çoraplar, kırmızı pabuçların
Ve bir perşembe günü saat 2’yi 4 geçiyordu.
İkimiz de önümüze bakmamıştık, çarpıştık
önceSen “Pardon.” dedin,
sonra ben yere düşen kitaplarını topladım
Göz göze geldik ve başladık
Film gibi yani
Son mektubunu dün aldım, teşekkür ederim
Ben sana yazmıştım. “Grip salgını var.” Demiştim
Bak yine gribe yakalanmışsın
Neyse geçmiş olsun.
Buralarda hava soğuk ama hasta falan değilim
Bu gözlüklerle başım dertte
Hayat işte yuvarlanıp gidiyoruz.
Hepinizi çok özledim


KARISI…

Ne iğrençti değil mi yaşadıklarımız, ne iğrençti…
Artık ne sen ne de ben bulamayız o kavgaları
Bazen düşünüyorum da senin gibi bir kazmayla nasıl evlenmişim?Bilemedin benim kıymetimi
Hatırlar mısın?
Akşam olur, elimde merdaneyle seni beklerdim kapıda
Işıkları kapatıp mumları söndürürdüm.
Sen içki kokardın, oda soğan kokardı
Olmadık şeylere güler kafana merdaneyi yiyince ağlardın
Güzel havalarda beni gezdirmezdin.
Bir de kar yağınca bana odun, kömür taşıtırdın
Sen at yarışı oynardın, altılıyı tutturamayınca beni döverdin.
Çok kızardım burnunu karıştırmana
Ve içkine karışırdım, çünkü leş leş kokardın.
Uzun uzun zararlarını anlatırdım sana, anlamazdın
Ara sıra rejim yapardın, koca göbeğin bir türlü erimezdi
Tartıyla bile anlaşamazdın
Komşunun çocukları vardı, onları da döverdin
Meyhaneye giderdin
Ben yine merdaneyle evde beklerdim
Ara sıra arkadaşlarımız gelir sohbet ederdik
Sen yine densiz densiz konuşurdun
Benim dayak anılarım, senin içki muhabbetin hiç bitmezdi.
İlk tanıştığımız günü hatırlar, ağlardık
Sen bana üstümde ne vardı diye sorardın
Üstündeki iğrenç kıyafeti hiç unutur muyum?
Yeşil bir kazak, kırmızı bir pantolon
Mor bir çorap, sarı molaris sandaletleri
Ve mayısın 13’üSen yine sarhoşluktan önünü görmüyordun
Bana çarpmıştın
Her zamanki kabalığınla bir pardon bile demedin
Göz göze geldik ve işte o iğrenç an
Korku filmi gibi yani
Son mektubunu şimdi aldım.
Sağol
Ben sana demiştim, uyuz salgını var diye
Bak yine uyuza yakalanmışsın
Neyse, hadi geçmiş olsun
Buralarda uyuz var ama ben yakalanmadım
Çünkü sen yoksun
Senin hatıralarınla başım dertte
Hayat yeni güzelleşti
İyi ki yoksun!!! :-))))))

NETTEN SÜPER BİR HAVLU KENARI


Gerçekten çok müthiş bi örnek.bu örnek www.hobidix.com adresinden alıntıdır. şimdiden yapacak bayanlara kolay gelsin.